26 Eylül 2010 Pazar

MÂCERÂÜNNEHİR


Mâcerâünnehir

I.

ben hep güneşle uyandım sabahları
ağusuyla kengerin, dilâzâr!

ciğerlerimde artağan bir gülün terli telaşı
kıyısından geçtim ölümün kırpmadan gözümü

bendim, bendim, bendim o
hançer yalımı gibi yalayan teninizi

soğurdum aşkı, kızılca kanımla yoğurdum
neyimdin
      neyimdin
            neyimdin ey aşk
sazım mıydın üflediğim
ne zaman eğildimse nemli ağzına
seyreldi gecenin siyah atları

fasılasız bir gül yanığıdır ömrüm
billuri bir ayna
ki dökülmedi hiç
sırrım!

..........

ben kendimi hep bir ırmağa tamamladım

II.

düzümden okuma beni göremezsin
kalbim bir onmaz kayıp
ufka gölgesi düşmüş
o gümrah yaseminde

sayfama yılkılar serpilmiş, beyaz
yılgınlıklar!
savurur talih saçlarını
kör tarihine ülkemin
tararım tararım açılmaz

dara düştü narağacım
düşmedi dâvam
özümden ağrı, sözümden ağır
kavlim var denizle:

uyansın ruhumda uyuyan ırmaklar!

Perihan BAYKAL
Eliz, Mart 2009

Aşkın Küçük Sandal(lar)ı...

AŞKIN KÜÇÜK SANDAL(LAR)I...* Bu konuyla ilgili yazma önerisi bana geldiğinde ilkin biraz irkildiğimi itiraf etmeliyim. Tam da yeni bir şiir...