14 Şubat 2011 Pazartesi

Füruğ'a Derkenar



FÜRUĞ'A DERKENAR

~*~

aşk: nevbahar
belki sonsuza açılan kapı
yan yatmış bir sekiz kadar

sonu almayan göze
sığmaz hiç bengisu!

füruuuuğ!
âyet-i kerime'si şiirin
ki gözlerinde bir çift kuğu
kendi gecesine bakar

tahtlara inat, tahtırevanlara
şâhımerdanlara!
aşkı soyup alacalı kabuğundan
eb-rû-li

tâcı deli kız çeyizi
çalabı gök yüzü zambak

paslı kında
çın çın çınla yan!

ben göğe akıyordum o yere
orada
kumlara karışmış fısıltıları arasında
deniz kızlarının

dedim mayıs! dedi beni kan tutar!
kaysı gül!
-çölü içinde-

çağırgan ve yüngül
"geliyorum, geliyorum, geliyorum de!"
aşk! "uslandır beni!"

sus'u bilmeyen dil
olur mu bülbülü dilşat!

bir kez daha
suç ortağınım gönlüm:
ver gitsin külümü yele!

~*~

PERİHAN BAYKAL

Muaf Dergisi, Şubat 2009, Sayı:3

9 Şubat 2011 Çarşamba

PULSUZ


PULSUZ

bir gece uyandım, -şafağa yakın-
“alışkanlık tazelemek” geldi içimden
bir zamanlardı, mektup derdik biz ona
-cilası pulu erguvanı-
o zamanlar bahçede yetişirdi yıldızlar
maaile

alışkanlık mı dedim, e ne de olsa
alıştığımız bir şeydi tanrı

aldım elime kalemi, sürdüm atları
tanrım dedim, bana dedim, neden dedim
yangından en son kurtulacak bu kalbi verdin

yer ile yeksandı gündüz, dümdüz
ve suçiçeği döküyordu evlerin pencereleri
topyekün küs!

ayda bir balıkçı, dal gibi mavi
çekti kürekleri hû ile siya
uyandı uykusundan hürmüz, öptü
günün yüzündeki çilli şemseyi

dedim olmasaydı sözcükler
bel vermeseydi çarmıh mıhından
olmasaydı dert, olmasaydı töz!
uçar mıydı yine kalem kuşları

umarım afiyettesinizdir görmeyeli
beni sorarsanız şayet, bıraktığınız gibiyim
hep aynı safiyet
nice dert edindim de tuğlu fermanlı
kendime hiç devlet edinmedim

PERİHAN BAYKAL
Yazılıkaya, Ocak-Şubat 2011, Sayı:50


Aşkın Küçük Sandal(lar)ı...

AŞKIN KÜÇÜK SANDAL(LAR)I...* Bu konuyla ilgili yazma önerisi bana geldiğinde ilkin biraz irkildiğimi itiraf etmeliyim. Tam da yeni bir şiir...