DÖNDÜĞÜ ZAMAN GÖÇMEN KUŞLAR
I
gözlerim ki şehlâdır
gecenin mektebinde leylî ve leylâ
gecenin mektebinde leylî ve leylâ
yâr! ey en yakınımdaki, uzak diyar!
senin en sevdiğin dağda bak
senin en sevdiğin dağda bak
biri bir çoban ateşi yaktı:
yüzümün yangınından bildim!
ah!
neçe yandım! üşürken tavlada taylar
ben demir ocağında kızgın lavdım!
her göç vakti
şahbalıydım en uzun uçuşlu kuşun
say ki piyale bacaklı yay!
sen bildin mi, sen bildin mi, sen...
her ağulu ay ertesi
güzdüm yaprak yaprak dökülen taygalarında
en kuzeyimin
kaç kez gittim geldim... kaç kez
öldüm... dirildim yeniden
anlardın!
sen olsaydın, hâlimden
pür melâlimden
bir de bu lâlegûn gece:
sarıp sarıp çözüldüğüm
II
söyle bana ay, söyle bana ay, söyle
niye dönmedi göçmen kuşlar?
döndüğü zaman göçmen kuşlar
açılır sür yeşil panjurları
mercanköşklerin
incecik geyik derisine döşenen kûfî yazılar
gelip su içer avcumuzdan
döndüğü zaman göçmen kuşlar
buzdan göğsüne ateş olurum senin
terleyen alnına billurdan çatkı
döndüğü zaman göçmen kuşlar
gün olur devran döner
kurulur divan
vurur tepegözün alnına kopuz
elbet zâil olur zâlim ilen zâdegan
*
Perihan BAYKAL
Eliz, Mart 2009, Sayı:3