28 Mayıs 2016 Cumartesi

SOLİLOG


SOLİLOG

sunu: bu bir leylak kuykusuzluğudur!
                                                       
I

yürüyorum kral yolunda bir rüyanın
bir yanımda karacam
öbüründe kaplanım

sular kadar kalabalık, sular kadar yalağuz
geçtim cümlenizden, elimde bir noktalı gül

dedim aslı mıydı suret kerem mi yoksa
nerde başlıyordu nerde bitiyor
suların birbirine karışmamasındaki mit

kim çekiyor başağı kınından, bir cezir vakti
kim siliyor kılıcındaki kanı, orikula
ipeksi yapraklarına?

çalılıkta biten çiçek… sevinci kelebeğin
(bildiniz,  o büyük suç!)
bitmemişti daha cümlem… (bir, iki… hiç!)
çıt! dedi kırıldı içimdeki çit

dediler bu divit senin, bahtındır bu hokka
bu uykusuz leylak, bu susuz kuyu, bu zefir

şehrin dar geldiği her yürek bilir
altın vuruşlar gerekir hayata
tamtamlarıyla ve yamyamlarıyla
yüksek dozda afrikalar

giy siyahlarını, küpeler tak
kopar şu kırmızı elmayı, âhirin dalından

bak! içinde güneşi gizleyen kabuk
çiziyor geceyi

calliope, kızkardeşim; yak usul kandilini
-ol gözleri aynülhir!-
ben tutarım âhımı
gecenin sonuna değin

II

geceydi, siyahtı, âhtı
bir çiçeğin kıyısına eriştim, sütten ak
kuytusuna, koynuna
hû dedim gölgeye, sabahın çiyine hû!

suyun çekirdeği, -o eşsiz lotüs!-
âh, oradaydı!
hiçbir yere konmayan o kuş

sular kadar yalandı, sular kadar hakikat
‘altı ay bir güz’ koydum adını
alnımdaki kelebeğin

dediler kısrak koşumsuzsa güzeldir
elhak! aşk, koşulsuzsa
dedim tutarım sözümü
en son heceye değin

III

ol rivayettir ve ille pervane
kanadını rüzgârla bileyen her kelebek bilir
büyük ölümler vardır ölümsüzlüğe eş
sonsuza süvari

tütsün buhurdan! savulsun ağyar!
gülün de bir macerası vardır elbet
şu akan kanın bir mecrası

hay/dindi hey!
hiçbir şey(h)i olmayanlar
hakikatin kalbine!

Perihan Baykal


Adalya, Kış 2016, Sayı:1
Ekin Sanat, Mayıs 2016, Sayı: 124


Aşkın Küçük Sandal(lar)ı...

AŞKIN KÜÇÜK SANDAL(LAR)I...* Bu konuyla ilgili yazma önerisi bana geldiğinde ilkin biraz irkildiğimi itiraf etmeliyim. Tam da yeni bir şiir...