2 Ocak 2010 Cumartesi

TUĞLU TUYUĞ

TUĞLU TUYUĞ

koş gel gecenin nar şurubundan içelim.
dallar güle kesmiş. çınayaz! ürperelim.
mehtap suda ahraz! nilüfer ay sağıyor…
düştük! s u s-a-y a n aşk ile serden geçelim.

gül! saten giysili ece, suyun nârı
sevdayı vuruyor başıma kokun ığıl ığıl
eğildiğimde kıvrımlarına o gizli:
ene'l aşk! ene'l aşk! ene'l aşk!

gözün göze değdiği yerde başlarmış yangın
sözün söze!
ah o derya içre köşk, közden tezene
aşk! âteşteki dil, dildeki âteş

bak bütün temmuzlar bizim, bütün uykusuzluklar
gel bir elmayı birlikte sevindirelim
dişler gibi yaşamın gümrah etenesini
-o her teli âhüzar
çifte su verilmiş tendeş bıçak!-

şimdi bir şaraptır demleniyordur
söylenmemiş söylenecek her söz
öpülmemiş öpülecek her dudak
gel defnesine gölgenin
erinyeler bulmadan izimizi

bekle bu zarlar hileli
yeniden başlayalım
yenilelim yeniden
doymadı ağzımız kekre süte

hangi kırık camından baksam kalbimin, ah
reayası ben, padişâhı sen!
mine'l aşk! mine'l aşk! mine'l aşk!

düşür gülünü algın ömrüme
sağalsın yaraları tüm şehirlerimin

Perihan BAYKAL

Şehir Dergisi, Ağustos 2009

Aşkın Küçük Sandal(lar)ı...

AŞKIN KÜÇÜK SANDAL(LAR)I...* Bu konuyla ilgili yazma önerisi bana geldiğinde ilkin biraz irkildiğimi itiraf etmeliyim. Tam da yeni bir şiir...