Mâcerâünnehir
I.
ben hep güneşle uyandım sabahları
ağusuyla kengerin, dilâzâr!
ciğerlerimde artağan bir gülün terli telaşı
kıyısından geçtim ölümün kırpmadan gözümü
bendim, bendim, bendim o
hançer yalımı gibi yalayan teninizi
soğurdum aşkı, kızılca kanımla yoğurdum
neyimdin
neyimdin
neyimdin ey aşk
sazım mıydın üflediğim
ne zaman eğildimse nemli ağzına
seyreldi gecenin siyah atları
fasılasız bir gül yanığıdır ömrüm
billuri bir ayna
ki dökülmedi hiç
sırrım!
..........
ben kendimi hep bir ırmağa tamamladım
II.
düzümden okuma beni göremezsin
kalbim bir onmaz kayıp
ufka gölgesi düşmüş
o gümrah yaseminde
sayfama yılkılar serpilmiş, beyaz
yılgınlıklar!
savurur talih saçlarını
kör tarihine ülkemin
tararım tararım açılmaz
dara düştü narağacım
düşmedi dâvam
özümden ağrı, sözümden ağır
kavlim var denizle:
uyansın ruhumda uyuyan ırmaklar!
Perihan BAYKAL
Eliz, Mart 2009