PULSUZ
bir gece uyandım, -şafağa yakın-
“alışkanlık tazelemek” geldi içimden
bir zamanlardı, mektup derdik biz ona
-cilası pulu erguvanı-
o zamanlar bahçede yetişirdi yıldızlar
maaile
alışkanlık mı dedim, e ne de olsa
alıştığımız bir şeydi tanrı
aldım elime kalemi, sürdüm atları
tanrım dedim, bana dedim, neden dedim
yangından en son kurtulacak bu kalbi verdin
yer ile yeksandı gündüz, dümdüz
ve suçiçeği döküyordu evlerin pencereleri
topyekün küs!
ayda bir balıkçı, dal gibi mavi
çekti kürekleri hû ile siya
uyandı uykusundan hürmüz, öptü
günün yüzündeki çilli şemseyi
dedim olmasaydı sözcükler
bel vermeseydi çarmıh mıhından
olmasaydı dert, olmasaydı töz!
uçar mıydı yine kalem kuşları
umarım afiyettesinizdir görmeyeli
beni sorarsanız şayet, bıraktığınız gibiyim
hep aynı safiyet
nice dert edindim de tuğlu fermanlı
kendime hiç devlet edinmedim
PERİHAN BAYKAL
Yazılıkaya, Ocak-Şubat 2011, Sayı:50