belki kara cümlesi gecenin
belki bir
karanfil, kırmızı
su verir gibi bir karanfile, bir akşamüstü
gel seninle bir ihtimal başlatalım, aşka
yoralım
al bu al yazmayı kalbine sar bu ahraz
sıkıntıyı
bırak kalabalık orda kalsın, çarşılar
orda
iki traçina olalım onların sularında
kendi gölümüzde iki beyaz nilüfer
dili insanın
yarasıdır sevgilim, biz biraz susalım
kavuşmasız aşklar kadar güzel, çölde serap
ingeborg muydu soran, “zaman, ama ne için?”
artık hiçbir mutlağa inanmıyorum
dokundum yine taşlarına, en
sevdiklerimin
yüzümde sonsuzluk izi
hepimiz yetimiyiz birbirimizin
“ölüm için oluş” diyorlar buna, alış
ben en çok dağlara güvendiğim
zamanlarda, ben ne çok…
acı yemişler yuttuğum, yutkunduğum
derin vurgun, o uzun dalış
simsiyah atlardı yatardık boyunlarına
upuzun
ovar dururduk bir taşı, şahane ve mat
düşen bütün yıldızları tanırdık
tanırdı bütün yıldızlar bizi
sussun diyeydi dünyanın gürültüsü
penceremin pervazında güvercin gurultusu
artık iyi talihe inanmıyorum
sözcük balı içiyorum sabahları, biraz
yatışıyor ağrım
bir turkuaz dalgınlık oluyorum, bir
sevdavî gül
denizle gökyüzü arasında, hiçlikle bengi
neyin var diye sorma, hiçbir şeyim yok
senden başka
ormana gidelim, ormana gidelim, orman
gülü unutmaz
ne devridaimdir devrim, ne devralmak bir
gürzü
gel seninle bir ihtilal başlatalım aşka
sayalım
-sahi göz kırpmış mıydı lavazye,
düşerken sepete?-
artık hiçbir tarihe inanmıyorum
ben en çok değilmiş gibi yaptığım
zamanlarda, ben ne çok…
ah athanasias
eros*, amor vincit omnia**
al bu alev alev cümleyi derkenârına bu zümrüt levhayı
kendine bir hakikat seç, kendine bir
muammâ
kendine avcının bilmediği bir su kenarı
dili insanın darasıdır sevgilim, sen
kabuğunu sus
kalbini konuş
hadi sal kuşlarını, dal uçlarını
harını, narını, zârını, –beni kandır!-
inandır dünyanın sonsuz olduğuna
**aşk her şeyi
yener (Latin atasözü)
Perihan BAYKAL
Ecinniler, Mayıs-Haziran 2020